Teknoloji

Yasemin Yalçın: ‘Tiyatro her şeye karşıdır’

Sahnelendiği ilk günden itibaren uzun yıllar kadınların sesi olmaya devam eden “Kadınlık Bizde Kalsın” oyunu, güncellenen metni ve yeni adıyla 31 yıl sonra yeniden perde açtı. Geçen yıllar kadın cinayetlerinin, kadına karşı şiddetin, tacizin, istismarın önüne geçemezken usta tiyatrocu Yasemin Yalçın, daha özgür ve daha eşit yarınlar ümidiyle tekrar seyirciyle buluşuyor. Yılmaz Erdoğan’ın, “Sevme Beni” adlı yeni bir skeç ve bir şarkı da ekleyerek güncel bir dille yeniden kaleme aldığı “Kadınlık Bizde Kalsın-Sevme Beni” oyunu, Vigor Kültür Sanat ve Yasemin Yalçın Tiyatrosu’nun ortak yapımı olarak sahneye taşınıyor.

İlk çağlardan bu yana “kadın olma” sorunlarını, komik olduğu kadar derinlikli bir dille anlatan kabare türündeki “Kadınlık Bizde Kalsın-Sevme Beni”, tüm Türkiye’deki kadınların hikâyelerini bir İstanbul siluetinde sahneye taşıyor.

Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı, Özer Arslan’ın yönettiği “Kadınlık Bizde Kalsın-Sevme Beni” oyuncuları: Yasemin Yalçın, İlyas İlbey, Eylül İlbey, Cenk Tunalı, Sertaç Akkaya, Deniz İnanç, Yağmur Sevgi Koysal, Yasemin Çıtak.

Biz de bu vesileyle Yasemin Yalçın ve İlyas İlbey’e sorularımızı yönelttik.

YALÇIN: “BİZİM DÖNEMİMİZDE BİR İLKTİ KADIN KONUSU”

“Kadınlık Bizde Kalsın – Sevme Beni” oyununu sahnelemeye nasıl karar verdiniz özellikle bu oyunu seçmenizin bir nedeni var mı?

Yasemin Yalçın

Yasemin Yalçın: Bizim dönemimizde kadın sorunu yaşanmıyormuş gibi görünüyordu, yani haber değeri taşımıyordu, karakola dahi gidilmiyordu. Biz bunlara böyle bir pencere açtık gerçekten, bizim dönemimizde bir ilkti kadın konusu, şimdi artık ön sayfalardan tutun, haberlere, televizyona, sosyal medyaya kadar uzandı. Ama görüyoruz ki halihazırda aynı sorunlar devam etmekle kalmıyor, artık her geçen gün birkaç kadını birden yitiriyoruz. Kendiliğinden geldi bu oyunu oynamak çünkü sorunumuz hâlâ büyük bir hızla devam ediyor maalesef diyerek, bu şekilde başlamamız gerektiğini öngördük.

İlyas İlbey

İlyas İlbey: Türkiye’de kadın sorunlarını, kadına şiddeti ilk dile getiren oyunumuz “Kadınlık Bizde Kalsın” ve “Yasemince” TV programımızdır. 31 yıl sonra kadın sorunları bitmedi ve oyun kendi kendine karar verdi aslında gün yüzüne tekrar çıkmayı. Sorunlar giderek büyüdü, bu oyun da gerçekten, kadın hakları, kadın eşitliği, kadın üzerine çok söz söyleyen ve özellikle de bu dönemde oynanması gereken bir oyundu. Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden yazılan yeni skeçler ve güncellemelerle, şöyle de diyebilirim ki, oyun kendi kendine oynama kararı verdi. Yılmaz bu güncellemelerin yanında bir de “Sevme Beni” adlı şarkıyı ekledi, bugünkü durumu çok net anlatan ve çok duygulu bir şarkı.

İLBEY: ‘YILLARDIR AYNI OYUNCUYLA SAHNEDE OLMANIN ÇOK BÜYÜK AVANTAJLARI VAR’

Aynı oyuncularla beraber sahneyi paylaşmanın avantajları neler?

İlyas İlbey: Bu soruyu eğer Yasemin Hanım’la beni düşünerek sorduysanız, biz zaten çok nefes alıp verdik, yıllardır birlikte aynı oyuncuyla sahnede olmanın çok büyük avantajları var. Sana bakışından ne demek istediğini anlarsın ya da onun duruşundan, nefes alışından en ufak bir şeyinden ne durumda olduğunu ve sana ihtiyacının olduğunu göz temasıyla anlarsın, hal ve hareketiyle anlarsın ya da o seni anlar. Bu karşılıklı… Onun dışında tabii ki bir ekip ruhumuz da var, yeni olan arkadaşlarımız var, onlarla da uzun soluklu diyebileceğimiz bir yolumuz sürüyor. Tabii senelerdir beraber çalıştığımız ekibimiz ile aynı sahnede olmak, birbirimizi tanıyor olmak büyük bir avantaj, büyük bir destek. Çünkü naçar kaldığınızda arkanızdan nasıl bir omuz geldiğini bilirsiniz ya da karşınızdaki de sizinle yıllardır oynamanın avantajıyla sahnede rahatlar, bir şey olursa senin kendisini nasıl rahatlatacağını bilir, o rahatlıkla oynar.

Yasemin Yalçın: Ben ikinci kere cevap verdiğim için İlyas’a onay vermek durumundayım. (Gülüşmeler) Hem sahnede beraber olmak hem evde hem işte beraber olmanın avantajlarını yaşıyorum. Ama burada şöyle bir mizah katmak istiyorum… “Provalarımız bir hayli sancılı geçti,” diyerek bir gülmece katabilirim. (Gülüşmeler) Sonra eğleniyoruz, yaptıklarımıza gülüyoruz tabii ama büyük bir doğum sancısı oluyor provalar.

İLBEY: “MİZAHÇILAR BİRAZ SİVRİ DİLLİDİR”

Oyunda kadın erkek ilişkilerinin çarpık taraflarını kadına yönelik şiddeti komedi üzerinden eleştirirken önemli mesajlar veriyorsunuz peki bir muhalefet yöntemi olarak tiyatronun toplumsal değişimdeki rolüne dair neler söylemek istersiniz?

İlyas İlbey: Yasemin Hanım’ın yıllar önce verdiği bir röportajı her yerde her zaman örnek gösteririm. “Mizah sizce nedir?” diye sorulduğunda, kendisi, “Mizah benim hem kılıcım hem kalkanımdır,” dedi. Yani hem savunma mekanizmam hem saldırı mekanizmam. Mizahın görevi budur zaten, dokunmak zorundadır bir yerlere. Mizahla birlikte kabarenin de amacı odur zaten. Eğer boş laflarla seyirciyi boş gönderirseniz, o bir kabare olmaktan çıkar. Kabarenin ve mizahın bir gücü vardır, sivri dil. Zaten dünyanın en büyük yazarlarından Shakespeare hemen hemen bütün oyunlarında en acı ve en sivri dili “soytarılar” vasıtasıyla kullanmıştır. Mizahçılar da biraz sivri dillidir.

Yasemin Yalçın: Tiyatro her şeye karşıdır aslında. Karşı duruşuyla ve üst perdeden konuşmasıyla özellikle kabarenin görevi budur. Her şeyi yukarıdan başlatır ve yukarıdan bitirir, dolayısıyla bir gazete haberidir, günümüzü anlatır, sosyal durumumuzu anlatır, ekonomik durumumuzu anlatır, politik durumumuzu anlatır ve bunu mizahi ve sivri bir dille anlatır. Zamana karşıdır çünkü her zaman daha iyisini aramak görevidir tiyatronun, özellikle de kabarenin. Güncel olması da bunu gerektirir. Kabare günceldir, günlük haberdir, eleştireldir, eleştiriyi de üst perdeden yapandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu